Gazete Duvar emekçileri bugün son tuğlayı koydu.
Dokuz yılda muhabirleriyle, editörleriyle, yazarlarıyla,
temsilcilikleriyle ve bu ortamı var eden paydaşlarıyla birlikte
gurur duyacağımız bir Duvar örüldü. Burada büyük bir emek ve özveri
var.
Bağımsız gazeteciliğin boğulduğu, muhalif medyanın bile özgür ve
özgün olamadığı, kelamın ‘kırk katır mı kırk satır mı’ cenderesine
alındığı bir zamanda Duvar bize iyi geldi; kendi kaygı ve
ölçütleriyle var olmak isteyenlere soluk oldu. Profesyonel
gazetecilik kaygılarının hep önde olduğu bir mecranın parçası olmak
benim için de gurur vericiydi.
Ne yazık ki yolun sonuna geldik. Aşılamayan mali sıkıntılara
bağlı olarak Duvar’ın kapatılması kararlaştırıldı. Bu bizim için
bir kapının kapanmasından öte bir şey. Gölgesinde serinlediğimiz,
sığındığınız, dertleştiğimiz, paylaştığımız bir ağacın kesilmesi
gibi bir şey. Bu kaçıncısı bilmiyorum. Her seferinde bir sızı
bırakıyor. Neyse ki geride güzel bir Duvar bıraktık.
Genel Yayın Yönetmenimiz sevgili Barış Avşar'a, yazıları geç
gönderip uykusuz bıraktığım editörlerime, bütün mesai
arkadaşlarıma, sevgili Vedat Zencir’in şahsında bu projeye omuz
veren dostlarımıza, hasılı Duvar’ı Duvar yapan herkese
teşekkür ediyorum.
Duvar bende “Radikal henüz kapanmadı” hissi bırakan bir yerdi.
Radikal Gazetesi kapanırken "Bize ayrılan kâğıdın sonuna geldik"
demiştik. Duvara, taşa, toprağa yazarız demiştik. Ve Duvar’a
yazdık. Az da yazmadık!
Evet kapanması kanadımızı kırdı. Ama mürekkebimiz tükenmedi.
Zulada tebeşir de var. Umudu yitirmeden "Yazmak direnmektir"
diyelim bir kez daha.
Hoşça kalın.